Türkiye – Din
1. Mevlevi Sema Töreni
Mevlevilik, 1273 yılında Konya’da kurulmuş ve yavaş yavaş Osmanlı İmparatorluğu’nun her tarafına yayıldığı zahit bir tarikattır.
Bugün Mevleviliğe dünya çapında birçok Türk toplumunda rastlanmaktadır, ancak tarikatın faaliyetinin en aktif ve ünlü merkezleri Konya ve İstanbul’dadır. Mevlevilikler semalarıyla ünlüdür. Birkaç saatlik önerilen bir orucun ardından, semazenler vücutlarını sol ayağın etrafında döndürmek için sağ ayaklarını kullanarak kısa dönüşler halinde sol ayakları üzerinde dönmeye başlarlar.Semalarında, ayin adı verilen özel bir müzik repertuarı çalınır. Dansçılar mevlevihanelerde 1001 gün münzevi eğitim alırlardı; burada ahlâk, davranış kuralları ve inançlar hakkında dua, dini müzik, şiir ve dans yaparak öğrenirlerdi.
https://ich.unesco.org/en/RL/mevlevi-sema-ceremony-00100
2. Alevi-Bektaşi ritüeli,Semah
Semahlar, ritmik bir uyum içinde, mistik ve estetik beden hareketleri bütünü olarak tanımlanabilir. Muhammed’den sonra dördüncü halife olan Ali’ye duyulan hayranlığa dayalı bir inanç sistemi olan Alevi-Bektaşi mensuplarının gerçekleştirdiği dini uygulamalar olan Cem ayinlerinde bulunan on iki temel hizmetten birini oluştururlar. Semahlar, saz uzun boyunlu ud çalan dindar müzisyenler eşliğinde semahçılar (Semah dansçıları) tarafından icra edilir. Türkiye’deki Alevi-Bektaşi topluluklarında, her biri farklı müzikal özelliklere ve ritmik yapılara sahip çeşitli semah biçimleri mevcuttur. Tutarlı bir özellik, ritüelin hem erkekler hem de kadınlar tarafından yan yana gerçekleştirilmesidir. Semah ritüelleri, doğal bir döngünün parçası olarak Tanrı ile birlik kavramı üzerine kuruludur: insanlar Tanrı’dan gelir ve Tanrı’ya döner. Semahın iki şekli vardır: İçeri Semahlar, cemlerde on iki hizmet kapsamında sadece müminler arasında icra edilir; Dışarı Semahları, Semah kültürünün genç nesillere tanıtılması için hizmetlerden bağımsız olarak yapılmaktadır. Alevi-Bektaşi geleneğinin aktarımının en önemli aracı semahlardır. Tüm uygulamalar, geleneksel motifler ve öğretiler sözlü olarak aktarılır ve gelenekle ilişkili farklı sanat ve edebiyat türleri gelişmeye devam eder. Bu şekilde semahlar, Türkiye’nin geleneksel müzik kültürünün beslenmesinde ve zenginleştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır.
https://ich.unesco.org/en/RL/semah-alevi-bektai-ritual-00384
3.Ramazan Bayramı
Bayram, Türkçede hem resmi hem de dini olarak ülke çapında yapılan kutlamalar için kullanılan bir terimdir. Bu bayram için Türkçe’de iki terim kullanılmaktadır. Ramazan Bayramı, adını Ramazan’dan alır. Şeker Bayramı adını ise ziyaretçilere sunulan özel ve çoğunlukla tatlı yiyeceklerin ikramından dolayı alır.
Hicri takvimin dokuzuncu ayında gerçekleşen kutsal Ramazan ayı boyunca, tüm Müslümanların 30 gün boyunca şafaktan gün batımına kadar yiyecek ve içeceklerden uzak durmaları gerekmektedir. Oruç, Müslümanlara daha az şanslı olanları hatırlatmak ve şükretme ihtiyacını pekiştirmek içindir. İslam’ın beş şartından veya görevinden biri olan Ramazan ayında oruç tutmak, tüm sağlıklı yetişkin Müslümanlar için farzdır.
Ramazan ayında oruç tutmak, şafaktan gün batımına kadar tüm yiyecek ve içeceklerden uzak durmak anlamına gelir. Güneş doğmadan önce Müslümanların sahur olarak bilinen yemek yemeleri tavsiye edilir. Bu yemek genellikle kahvaltıya benzer, ancak bazı kültürlerde daha çok akşam yemeğine benzer yiyecekler içerebilir. Gün batımından sonra, Müslümanlar oruçlarını genellikle hurma ve su ile iftarla açarlar ve ardından akşam yemeğini yerler.
Ramazan’dan sonra Müslümanlar, Ramazan Bayramı adı verilen üç günlük bir tatili kutlarlar. Müslümanlar bayram namazını sabahları cemaatle kılar, aile ve arkadaşları ziyaret eder ve çocuklar için yemek, hediye ve etkinliklerle kutlarlar.
https://www.eatright.org/health/lifestyle/culture-and-traditions/ramadan–the-practice-of-fasting
4. Diş Buğdayı:
Bir çocuğun biyolojik gelişiminin en önemli belirtilerinden biri olan bebek diş çıkardığında, Türk halkı bu olayı genellikle törenle anar. Çiğneme için gerekli olan dişlerin görünümüne işaret etmek için yapılan bu tören ve şenliğin arkasında, yemeği kutsamak, çocuğun günlük ekmeğini kazanma şansını artırmak vb. istekler vardır. Bu törende, çocuğun güçlü ve düzgün dişlere sahip olmasını sağlamak için bir takım geleneksel uygulamalar da yer alır.
Farklı yörelerde farklı isimlerle anılan bu tören ve şenliğin en yaygın adı “diş buğdayı”dır. Farklı yörelerde “diş aşı”, “diş bulguru” (diş bulguru), “diş buğdayı” (diş buğdayı) olarak da adlandırılır.
http://www.turkishculture.org/lifestyles/turkish-culture-portal/landmarks-in-life-513.htm?type=1
5.Kına Geleneği
Türk inanç sisteminde kına, kurban edilmenin bir işareti olarak kabul edilir, bu nedenle Türk kültüründe kına 3 kez uygulanır.
- Kurban edilecek hayvanlara (Allah’a adanmak için)
- Askere gidecek gençlere (kendilerini ülkelerine adadıkları için)
- Müstakbel eşlere (kendilerini ailelerine adadıkları için)
Türk kültüründe kına geceleri sadece gelin adayları için genellikle düğünden bir veya iki gün önce düzenlenir.
Kına gecesi öncesi bazı hazırlıklar vardır. Kına satın alınır ve misafirlere dağıtılmak üzere küçük, renkli torbalara konur. Misafirler için mum ve mendil gibi malzemelerin yanı sıra çeşitli kuruyemiş ve içecekler hazırlanır.
Kına gecesi hem sevinci hem de hüznü içinde barındıran bir törendir. Gelin düğünden önce ailesi, arkadaşları ve akrabaları ile bir araya gelip eğlendiği için mutlu ama aynı zamanda ailesinden ve evinden ayrıldığı için de üzgün.